Merkez Bankası’nın seçimlerden sonra yapılan 2 PPK toplantısında yaptığı faiz artırımı, Enflasyon Raporu’nda yapılan enflasyon öngörülerinin gerçekçi bulunması, KDV başta olmak üzere pek çok vergide yapılan düzenlemeler, en son BDDK’dan ikinci konutta daha düşük kredi hacmi, kredi kartına taksit uygulamaları da başta olmak üzere iç talebi soğutmak için atılan kredi adımları rezerv artışı, TL mevduat ve KKM kararları arkasına yapılan 750 baz puanlık faiz artırımı piyasaların haftayı daha istikrarlı kapatmasına neden oldu. Kur, 26 TL düzeyinde dengelenirken Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primini gösteren CDS’ler de haftayı düşerek 393 düzeyinden kapattı.
Bankacılara nazaran, CDS düzeyi son 2 yılın en düşük düzeylerinde kalıcılık kazandı. CDS’lerde 30 Mayıs’tan itibaren yaşanan düşüş yüzde 36’yı bulurken CDS düzeyindeki en bariz hareket, 2 yıl ortadan sonra birinci kere TCMB Lideri Dr. Hafize Gaye Erkan’ın 27 Temmuz’daki Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı’ndaki açıklamalarının akabinde 400 baz puanın altına gerilemişti.
Geçen yıl 900 puanları gören CDS’ler, seçimden evvel de 600 puanın üzerinde seyrediyordu. CDS’lerdeki bu düşüş yabancı yatırımcıların TL varlıklarına olan ilgisini en net gösteren datalardan biri. Bankacılara nazaran yatırımcı toplantıları da CDS piyasasındaki gelişmelere ve finansal kuruluşların Türkiye değerlendirmelerine yansıyor.
