İzmir Katip Çelebi Üniversitesi’nde (İKÇÜ) “Deprem ve Çocuk Sağlığı” temasıyla düzenlenen Memleketler arası Sağlıklı Büyüyen Çocuk Kongresi’ne katılan Yılmaz, “Cumhuriyetimizin 100. Yılında Ülkemizde Doğal Afetler ve Kızılay” başlıklı sunum yaptı.
Türk Kızılayın kamu faydasına çalışan bir sivil toplum kuruluşu olduğunu vurgulayan Yılmaz, kurumun gönüllülük temelinde yükseldiğini söz etti.
Yılmaz, Türk Kızılayın bir devlet kurumu olmadığını, bütçesini de devletten almadığını kaydederek, bütçe kaynaklarına ait sarsıntı vaktinde toplumsal medyada birçok tartışmanın yaşandığını lisana getirdi.
Sosyal medyada gerçekle palavranın vakit zaman birbirine karıştığını anlatan Yılmaz, insanların bu mecrada birbirini etkilediğini, Kızılay’ın çok bilinen bir sivil toplum kuruluşu olduğu için bazen devlet yerine koymanın temayül olabildiğini kaydetti.
Türk Kızılayın bütün yardımları hayırseverlerin bağışlarıyla, milletlerarası fonlardan gelen proje gelirleriyle, bağışçıların gayrimenkul gelirleriyle ve kurduğu birtakım şirketlerin gelirleriyle gerçekleştirdiğini lisana getiren Yılmaz, şöyle konuştu:
“Bu şirketlerin hiçbiri aslında yeni kurulmuş değil, en çok konuşulanı çadır. Kızılay, 1954 yılından beri Türkiye’nin en büyük çadır üreticisi. Sizden birisi çadır talep ettiği vakit dışarıya fiyatlı bir formda verilir. Zelzele bölgesine giden Kızılay çadırları nasıl masraf? Bağışçılarımız bağış gönderirler. O bağıştan biz o çadırları diker ve Kızılay çadırları olarak göndeririz. Sarsıntı vaktinde bu pekala yanlışsız muydu? Bunu demeye çalışmıyorum. Bizim zelzeleden sonra çadırla alakalı birinci aldığımız karar şuydu, ‘afet vaktinde hiçbir kuruma, kuruluşa, dışarıya artık çadır verilmeyecek, biz o çadırları kendimiz götüreceğiz.’ dedik. Açıkçası hani bir biçimde öğrenerek de gitmek gerekiyor. Zelzele bölgesinde çadır talebinde bulunan sivil toplum kuruluşuna ‘hayır’ demek süreci hakikat yönetmek manasına gelmeyebilir. AHBAP bizden çadır istediğinde vermemiş olsak, Haluk Levent ‘hani ben de oraya götürecektim. Niçin vermediniz ki? Zati 50 bin tane götürmüştünüz, aslında götürmeye devam edecektiniz. Benim 2 bin çadırımdan ne istediniz?’ diyebilir miydi bilmiyorum. Ancak en nihayetinde biz bir ders aldık, öğrendik. Bundan sonra afet vakitlerinde Kızılay çadırlarını yalnızca Kızılay zelzele bölgesine götürecek.”
Fatma Meriç Yılmaz, dirençli toplum için Türk Kızılayın faaliyetlerini orta vermeden sürdüreceğini belirtti.
İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, programın sonunda Yılmaz’a plaket takdim etti.
