TOBB Sanayi Odaları Kurul Toplantısı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın da iştirakiyle Birlik merkezinde düzenlendi.
Hisarcıklıoğlu, burada yaptığı konuşmada, Türkiye iktisadının bölgede yaşanan savaşlara ve dünya ekonomilerindeki yavaşlamaya karşın bu yılı yüzde 5 civarında büyümeyle kapatacağını söyledi.
Özel bölümün dinamik yapısı sayesinde, ortaya çıkan yeni şartlara süratle adapte olabildiklerini bildiren Hisarcıklıoğlu, “Bu sayede sanayi üretimini, ticaret hacmini, yatırım harcamalarını, istihdamı ve ihracatı artırmaya devam ediyoruz. Elbette zahmetler da var. Bunları da oda liderlerimizle birlikte takip ediyor ve ilgili makamlara iletiyoruz. Bilhassa girdi maliyetlerinin artması nedeniyle, ihracatta en güçlü olduğumuz dokuma ve konfeksiyon başta olmak üzere rakiplerimize nazaran bir dizi dezavantaj yaşıyoruz.” diye konuştu.
Hisarcıklıoğlu, Avrupa Birliği’nin Hindistan ile özgür ticaret mutabakatında (STA) mutabakata varmasının ve Güney Amerika ile yeni bir STA’ya hazırlanmasının, AB pazarındaki riskleri artırdığına dikkati çekti.
Finansmana erişimde yaşanan dertler ve faizlerin yükselmesinin sanayicileri olumsuz etkilediğini aktaran Hisarcıklıoğu, “18 sene sonra yine yürürlüğe girmesi planlanan enflasyon düzeltmesi uygulamasının, bilhassa stokları ve yatırımları yüksek olup, dış kaynakla çalışan şirketlerin vergi yükünü artıracağından telaş ediliyor. Gelir vergisi dilimleri üste yanlışsız güncellenerek, çalışanların alım gücü artırılmalı. Çalışma mevzuatımız, maalesef bir türlü ıslahat yapılamayan ve hatta daha da berbata giden tek alan.” dedi.
“Buraya yapılacak yatırımlar desteklenmeli”
Hisarcıklıoğlu, OECD katılık endeksine nazaran en katı iş gücü piyasasının artık Türkiye’de olduğuna işaret ederek, “Yüksek istihdam maliyetlerinin yanı sıra, aşikâr mesleklerin zarurî istihdamı üzere uygulamalarla, adeta istihdamı cezalandırıyoruz. Bu yaklaşımı ve mevzuatı da değiştirmeliyiz. Ülkemizin kıymetli bir kısmında sarsıntı riski bulunuyor. Bu riskin endüstrimiz üzerindeki tesirini azaltabilmek için, Orta Anadolu-Doğu Akdeniz sınırında yeni bir sanayi havzası belirlemeliyiz.” sözünü kullandı.
Bir master planla bu işin yasal çerçevesinin düzenlemesini talep eden Hisarcıklıoğlu, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Altyapı ve lojistik temaslarını hazırlamalı, yenilikçi ve uzun vadeli finansman modelleriyle buraya yapılacak yatırımlara dayanak vermeliyiz. Böylece hem endüstrimizin en çok ağırlaştığı hem Marmara’daki riski azaltabilir, hem de Marmara’da yüksek teknoloji yatırımlar için alan açarak, Marmara Bölgesi’ne yeni ve daha yüksek katma pahalı bir sanayi vizyonu kazandırabiliriz.”
Hisarcıklıoğlu, Orta Vadeli Program’da üretimin, istihdamın ve ihracata dayalı büyümenin desteklenmesini çok değerli gördüklerini belirterek, “Piyasa şartlarının olağanlaşması gayesiyle iktisat idaresinin kararlı duruşunu, istikrar vurgusunu ve rasyonel siyasetlere dönüşünü de umut verici buluyoruz.” sözünü kullandı.
Başlatılan yeşil sanayi ve yeşil OSB ile tekno-girişim dayanakları üzere vizyoner adımları, endüstrinin dönüşümü açısından bedelli gördüklerini bildiren Hisarcıklıoğlu, “Yaşadığımız şartlar güç olsa da bu dönemeci daima birlikte atlatacağımıza inanıyoruz.” dedi.
