TBMM Başkanvekili Bozdağ, üç milletvekiline gündem dışı kelam verdi.
İsrail’in, Gazze’de ağır katliamlar gerçekleştirdiğini belirten TBMM Adalet Komitesi Lideri ve AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel, 3 bin 500’ü çocuk, 2 bin 100’ü bayan olmak üzere 8 bin 500’ün üzerinde sivilin hayatını kaybettiğini söyledi.
Srebrenitsa’yı, Hocalı’yı hatırlatan bir vahşet ile karşı karşıya kalındığının altını çizen Yüksel, “İsrail, memleketler arası insancıl hukukun en temel kurallarını ihlal etmektedir. Gazze’de direkt siviller gaye alınmaktadır. Sivillere yönelik bu taarruzlar, 1949 tarihli Cenevre Mukavelelerine Ek 1977 tarihli 1. Protokolün 51. unsuru uyarınca yasaklanmıştır.” dedi.
Uluslararası insancıl hukukun, toplu cezalandırmayı da yasakladığını bildiren Yüksel, tarafların, silahlı çatışmalar sırasında sivil ayrımı gözetmesi, meskenler, okullar ve hastaneler üzere sivil altyapının maksat alınmaması gerektiğini, İsrail’in bu kuralı tekraren ihlal ettiğini lisana getirdi.
Yüksel, Türk-Filistin Dostluk Hastanesinin de amaç alındığını anımsatarak, Roma Statüsünün savaş hatalarına ait unsurunda “hastanelere taammüden taarruz gerçekleştirilmesi”nin savaş hatası olarak düzenlendiğini anlattı.
İsrail’in, bombalarla öldüremediği sivilleri açlıkla öldürmeye çalıştığını vurgulayan Yüksel, şöyle devam etti:
“1977 tarihli Ek 1. Protokolün 54. unsuru ‘bir savaş usulü olarak sivilleri aç bırakmak yasaktır’ kararını içermektedir. Roma Statüsü ise yardım materyallerin engellenmesinin de bu kapsamda kabul edileceğini açıkça ortaya koymaktadır. İsrail, Hamas’ı münasebet göstererek sivillere yönelik uygulamalarını yasallaştırmak istemektedir. Ancak, Gazze’nin nüfusunun büyük kısmının çocuklardan ve bayanlardan oluştuğunu belirtmem gerekir. 1977 tarihli Ek 1. Protokolün 50. hususunda de belirtildiği üzere, sivil halkın içerisinde sivil tarifine uymayan bireylerin bulunması, halkın sivil niteliğini ortadan kaldırmaz. Hatta, İsrail’in şu an uygulamaya çalıştığı ve sivil halkın Gazze’nin güneyine gitmesini içeren siyasetinin siviller tarafından reddedilmesi ve bu sivillerin mevcut yerlerinde durmaya devam etmesi de onların sivil niteliklerini ortadan kaldırmayacaktır.”
“Saldırılar, BM Şartı’ndaki kuvvet kullanma yasağının ihlalidir”
Roma Statüsünün, sivillerin taammüden öldürülmesini savaş hatası olarak düzenlemediğini söz eden Yüksel, planlı ve sistematik formda gerçekleştirilen ihlallerin insanlığa karşı kabahat teşkil ettiğini bildirdi.
Cüneyt Yüksel, İsrail’in bu akınlarının, Soykırım Kabahatinin Önlenmesine ve Cezalandırılmasına Dair Sözleşme’nin 2. hususu kapsamında kıymetlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
“Ulusal, etnik, ırksal yahut dinî bir kümenin kısmen yahut büsbütün ortadan kaldırılması hedefiyle küme üyelerinin öldürülmesi, ağır bedensel ziyanlara uğratılması ve ablukada olduğu üzere kümenin fiziki varlığını ortadan kaldırmak için kasıtlı olarak hayat kurallarının değiştirilmesi”nin, soykırım fiillerini oluşturduğunu belirten Yüksel, “Soykırım, savaş kabahatleri ve insanlığa karşı kabahatlere neden olan ihlaller, silahlı taarruzlar sırasında meydana gelmektedir. Pekala bu silahlı ataklar hukuka muhalif değil midir? Elbette alışılmamıştır. Bu taarruzlar, BM Kaidesi’nin 2/4 unsurunda yer alan kuvvet kullanma yasağının ihlalidir.” diye konuştu.
Uluslararası toplumun, ihlallerin durdurulabilmesi için uğraş sarf etmesi gerektiğinin altını çizen Yüksel, Memleketler arası Ceza Mahkemesinin, işlenen kabahatlerin incelenmesi bakımından yetkili olduğunu tabir etti.
Cüneyt Yüksel, 1967 sonlarında, başşehri Kudüs olan, coğrafik bütünlüğe sahip, bağımsız, hâkim bir Filistin Devletinin kurulması gerektiğini kelamlarına ekledi.
HEDEP Bingöl Milletvekili Ömer Faruk Hülakü “Bingöl’ün sorunları”, YETERLİ Parti İstanbul Milletvekili Seyithan İzsiz ise “Filistin-İsrail meselesi” mevzularında konuştu.
Konuşmaların akabinde Meclis Başkanvekili Bozdağ, hayatını kaybeden anayasa hukukçusu Prof. Dr. Ergun Özbudun’a Allah’tan rahmet, Özbudun’un eşi Saadet Partisi Antalya Milletvekili Serap Yazıcı Özbudun’a ve ailesine başsağlığı diledi.
