Şirketten yapılan açıklamaya nazaran, üretilecek ilaç; metastatik kolorektal kanser, beyin tümörlerinin içinde en sık rastlanan ve tedavisi en sıkıntı olan beyin tümörü (glioblastoma multiforme) ve serviks kanseri tedavilerinde kullanılıyor.
İlacın Türkiye’de üretilmesini sağlayacak olan teknoloji transferinin “hücreden itibaren” olması, bir öbür deyişle direkt monoklonal antikor (mab) molekülünün üretiminin gerçekleştirilmesi, biyoteknoloji alanında Türkiye için bir birinci olma özelliği taşıyor.
Yüzde 100 yerli olacak erişim kolaylaşacak
Türkiye’de kritik yeri olan bu biyoteknoloji eserini Abdi İbrahim, bütün basamaklarıyla yerelleştirecek. Eserin Türkiye’de üretilmesi sayesinde iktisada katkı sağlanırken, ithal eserlerde karşılaşılan tedarik sorunlarının aşılması ile de hastanın ilaca erişimi kolaylaşacak. Eserin üretimi için teknoloji transferi çalışmalarının 2024’te başlaması ve 2026 yılının ortasında ise Türkiye pazarına sunulması planlanıyor.
Abdi İbrahim İdare Şurası Lideri Nezih Barut, mutabakatın değerine işaret ederek, “Biyoteknoloji eserlerinde en kritik evre, hücreden protein elde edilen süreçtir. Bu teknoloji transferi ile proteini de kendimiz üreterek bütün basamaklarıyla bir biyoteknoloji eserini yerelleştiriyoruz. Hücreden itibaren üretim kabiliyeti son derece kritik bir adım zira ilaç hammaddesinde dışa bağımlılığı azaltarak ülke iktisadına de olumlu katkı sağlıyor.
Bu muahede hem Türk ilaç kesimi ismine hem de Abdi İbrahim’in biyoteknoloji alanında önder şirket olma seyahatinde son derece kıymetli bir dönüm noktasıdır” dedi. Barut, yalnızca Türkiye’de değil tıpkı vakitte dünya pazarlarında da var olmayı hedeflediklerini söz ederek, yerli üretimle hastaların ilaca erişiminin kolaylaştırmayı hedeflediklerini kaydetti.
