Ekonomik, toplumsal ve toplumsal tarafı prestijiyle büyük değere sahip taban fiyatın belirlenmesi için Taban Fiyat Tespit Kurulu birinci toplantısını 11 Aralık’ta yapacak. Milyonlarca çalışanın gözü kulağı taban fiyat görüşmelerine çevrilmişken, iş dünyası temsilcileri, 2024’te geçerli olacak taban fiyata ait değerlendirmelerde bulundu.
Müstakil Endüstrici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Lideri Mahmut Asmalı, minimum fiyat siyasetine yönelik temel şiarlarının, alın teri sarf eden hiçbir çalışanın emeğinin zayi olmaması ve bütün vatandaşların onurlu bir hayat sürebileceği fiyat düzeyine kavuşması olduğunu söyledi.
Yeni yılda geçerli olacak minimum fiyatın, geçen devirlerde olduğu üzere, çalışanları fiyat artışlarının altında ezdirmeyecek bir oranda belirlenmesi gerektiğini vurgulayan Asmalı, “Bilhassa enflasyonist süreçlerde taban fiyatın belirlenmesine yönelik belirsizlikler artmakta, beklentiler farklılaşmaktadır. Kelam konusu belirsizliklerin azaltılması ve spekülasyonların önüne geçilmesi için, minimum fiyatın tespitinde kalıcı bir formülün bulunması elzemdir.” tabirlerini kullandı.
Asmalı, minimum fiyat artış oranı belirlenirken enflasyon oranının yanı sıra GSYH büyüme oranının da dikkate alınması gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Önerdiğimiz formülümüzde minimum fiyat artış oranı; geçmiş 6 aylık enflasyon oranına, tekrar son 6 ayın ekonomik büyüme oranı eklenerek belirlenmektedir. Böylelikle çalışanlarımızın; bir yandan emeklerinin enflasyonun altında ezilmesinin önüne geçilecek öteki yandan ulusal gelir artışından hisse almaları sağlanmış olacaktır. Bu formül, minimum fiyatın belirlenmesindeki belirsizlikleri azaltarak gerçek bölümün daha sağlıklı fiyatlandırma yapmasına imkan tanırken, çalışanların satın alma gücünü koruyarak gelir dağılımında oluşabilecek bir kötüleşmenin önüne geçecektir.”
“Artışının manalı olabilmesi enflasyonun dizginlenmesinden geçiyor”
Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Genel Lideri Orhan Aydın, fiyatlı çalışanların enflasyona karşı korunması gerektiğini belirterek, bu bağlamda enflasyon oranı artı refah hissesinin çalışanlara verilmesi gerektiğini söz etti.
Bu yıl, yüksek enflasyon koşullarındaki gereklilik üzerine minimum fiyata 2 defa artırım yapıldığını hatırlatan Aydın, “Ücretli çalışanların yüksek enflasyon hasebiyle alım gücünün çok düştüğü bir ortamda, bu ikinci artış elzem olmuştu. Bu nedenle patronlar de ikinci artışı anlayışla karşılamıştı.” değerlendirmesinde bulundu.
Aydın, son devirlerde iktisadın seyrinde olumlu istikamette bir gidişat olduğunu belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bir yandan enflasyonla gayret veriyor bir yandan sürdürülebilir sağlıklı bir büyüme için çabalıyoruz. Umarım OVP’de belirlenen gayeler vakit içinde etkisini gösterir ve enflasyonda rayına oturur. Malum, fiyat artışlarını belirleyen en büyük faktör enflasyon. Değerli olan artıları ve eksileriyle kısa ve uzun vadede fiyatlı çalışanlara bu artışın katkısı ne olacak onun kıymetlendirilmesi gerekiyor. Taban fiyattaki artışın manalı olabilmesi de enflasyonun dizginlenmesinden geçiyor. Mevcut kaideler içerisinde enflasyon oranı artı refah hissesi eklenerek yeni minimum fiyat belirlenmeli, ardından enflasyonla odunsuz çabaya devam edilmelidir.”
Aydın, minimum fiyatın artmasıyla eserlerin fiyatlarında süratli bir artış yaşandığını üzülerek gözlemlediklerini tabir ederek, “Özellikle minimum fiyat artırımını fırsat gören bölümler var. Bu kesim şunu yeterli bilmeli ki, kısa vadede kendilerinin kazandıklarını sanıyorlar ancak uzun vadede kendi ayaklarını kaydırmış oluyorlar. Vatandaşın alım gücünün kaybı birebir vakitte kendi kayıpları oluyor.” değerlendirmesinde bulundu.
