İnan, e-ihracat maksatlarına ait değerlendirmede bulundu.
Bu alandaki çalışmalara yaklaşık 1,5 yıl evvel Almanya pazarına girerek başladıkları bilgisini veren İnan, daha sonra mayıs ayında Azerbaycan’da operasyona başladıklarını söyledi. İnan, “Türkiye’de satılan eserlerin neredeyse tamamı Azerbaycan’daki müşterilere açıldı. Orada da çok süratli biçimde nüfusun yüzde 10’unu Trendyol müşterisi yaptık. İki ay evvel de Körfez ülkelerine açıldık. Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt, Bahreyn ve Umman’ı açtık. Orada da yeterli gidiyor, yeterli başladık. Şu an en çok indirilen uygulamayız. Orayı da süratli büyütmek istiyoruz.” diye konuştu.
İnan, bundan sonraki süreçte avantajlı oldukları pazarlara odaklanacaklarını belirterek şöyle devam etti:
“Doğu Avrupa’da ve Balkanlar’da kıymetli avantajımız olabileceğini düşünüyoruz. 2024 başı prestijiyle hem rekabetin daha az olması hem de lojistik manadaki avantajı sebebiyle o bölgeye açılma fikrimiz var. Akabinde Azerbaycan operasyonunu hızlandırıp, güçlendirdikten sonra da Türk cumhuiyetlerine belirli partnerlikler üzerinden açılma planlarımız bulunuyor.”
Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafyaya odaklandıklarını vurgulayan İnan, “Avrupa’nın en ucundan Türk cumhuriyetlerine, Kuzey Afrika’dan Orta Doğu’nun en sonuna kadar olan bölgeyi gaye olarak aldık. Buralarda, Türk malının, Türk üreticilerinin avantajlı olduğu bölgeleri önceliklendiriyoruz.” dedi.
“Hava durumu sebebiyle yazlık eserler daha ağır gidiyor”
İnan, Arap ülkelerinde gördükleri ilgiye işaret ederek şu tabirleri kullandı:
“Oradaki avantajımız Türk üretimi ve markalarının çok seviliyor olması. Türkiye’de birlikte çalıştığımız ünlüler ve fenomenler orada da tanınıyor, biliniyor, takipçileri var. Türk malının oradaki alternatiflere nazaran kalite algısının yüksek olması bir avantaj. O pazarda kendi üretimleri olmadığı için eserlerin büyük kısmı yurt dışından ulaşıyor. Lojistik yakınlığımız sayesinde hem süratli eser götürebiliyoruz. Maliyet, gümrük mutabakatları sebebiyle de uygun fiyata ve düzgün kalite algımızla kullanıcıya ulaşabiliyoruz. Memleketler arası ticarette Çin’den, Amerika’dan olan rakiplerimize karşı çok büyük avantajımız bunlar. Arap ülkelerinde moda, dokumacılık eserleri ile konut dokuması ve dekorasyon eserleri ağır halde satılıyor. Bunlar aslında bizim üretim kaslarımızın çok kuvvetli olduğu eser kategorileri. Trendyol satışının değerli bir yüzdesi buralardan geliyor. Hava durumu sebebiyle yazlık eserler daha ağır gidiyor. Mesken dokumacılığında de Türk eserleri ile Türk biçimi ve desenlerini seviyorlar. Markalarımızın birçoklarını tanıyorlar.”
“Birlikte faydalanılan merkezi lojistik üsler olabilir”
Ticaret Bakanlığının e-ihracat konusunda gücünü gerilerinde hissettiklerini vurgulayan İnan, Bakanlığın kıymetli teşvik ve dayanaklar sağladığını söyledi.
Bakanlık tarafından amaç pazarlar belirlenmesi ve oraya ekstra teşvikler verilmesinin, pazaryerleri için de yönlendirici olduğunu belirten İnan, şunları kaydetti:
“Biz hem Türk cumhuriyetleri hem de Körfez ülkelerinde o işareti alıyoruz. Dayanak noktasında iki temel mevzu var. Birincisi pazarlamaya ait masraflar ve oradaki süreçlerin kolaylaştırılması ve uygunlaştırılması. Yeni bir pazara girdiğinizde kendinizi tanıtmanız, markanızı inşa etmeniz gerekiyor. Bu da çok maliyetli süreçler. İkincisi de lojistikle ilgili süreçler. Lojistiği Türkiye’den eseri çıkarma ve oradaki iade süreçlerinin kolaylaştırılması üzere baştan sona tek süreç olarak alıyorum. Lojistik süreç de bu işin sürdürülebilir biçimde yapılması için âlâ yönetilmesi gereken modülü. Birlikte faydalanılan merkezi lojistik üsler olabilir. Bu süreçlerdeki adımların hızlandırılmasını sağlayacak gümrükle ilgili kısımlarda takviyeler olabilir, iade edilen eserlerin ülkeye geri alınmasının kolaylaştırılması olabilir ya da orada satışına takviye olabilir. Bunların hepsi hudut ötesi e-ticaret için harikulade yararlar sağlar.”
İnan, takviyeleri Trendyol için değil, bilhassa satıcıları için istediklerini lisana getirerek, “Burada bir sürü kağıt, fatura, müracaat süreçleri var. Eser test süreçlerinden geçilmesi gerekiyor. Bu süreçler ne kadar süratli ve kolay olursa o kadar satıcıyı mikro ihracatla yurt dışına açmış oluruz. Biz pazaryeri ve konsorsiyum üzere kimi dayanaklardan faydalanabiliyoruz ancak satıcılarımızın faydalanması bizim için kâfi.” dedi.
