Akşener, partisinin TBMM Küme Toplantısındaki konuşmasında gündeme ait değerlendirmelerde bulundu.
İbretlik bir görüntüyle karşı karşıya olduklarını lisana getiren Akşener, “İktidar, kurulduğumuz günden beri bizden çok rahatsızdı esasen biliyorduk. Eski HDP’liler yeni DEM’liler aslında ezelden beri bizden çok rahatsızdı onu da biliyorduk. Son devirdeyse artık açıkça görmeye başladık ki halbuki ana muhalefet partisi de bizden çok rahatsızmış.” diye konuştu.
“Bizi engellemeye çalışan Beştepe değil, Saraçhane”
Akşener, 31 Mart’taki mahallî seçimde kullanacakları afişleri göstererek, İstanbul’da reklam panolarında kullanılacak afişlerin engellendiğini anlattı.
Bugüne kadar karşılaştıkları mahzurların hepsini teker teker aştıklarını lisana getiren Akşener, birilerinin DÜZGÜN Parti’nin “billboardsuz seçim kampanyası” yapmasını istediğini söyledi.
Seçim öncesinde iktidarın değil, CHP’nin kendilerine mani çıkarttığını tabir eden Akşener, “Bizi sansürlemek isteyen saray değil, belediye. Bizi engellemeye çalışan Beştepe değil Saraçhane. Ya ne kadar da farklı değil mi? ‘Hadi canım, o kadar da olur mu?’ dediğinizi duyar üzereyim. Heyhat, oluyor. Maalesef oluyor.” biçiminde konuştu.
Yerel seçimde “Tek adam baskısına da eş lider hengamesine da mecbur değilsin”, “Cumhuriyete savaş açana da teröre alan açana da mecbur değilsin”, “Yandaş medyaya da yoldaş medyaya da mecbur değilsin” ve “Hain diyene de bilgisiz diyene de mecbur değilsin” telaffuzlarını kullanacaklarını anlatan Akşener, “Muhteremlerin büyük karın ağrısının sebebi işte bunlar. Bir tane de benden olsun, beşinciyi de ben eklettim, ‘Saray sansürüne de belediye sansürüne de mecbur değilsin.'” değerlendirmesinde bulundu.
Akşener, her siyasi parti üzere seçim kampanyasının hazırlıklarını tamamladıktan sonra bir şirketle anlaşarak Ankara, İstanbul ve İzmir’de reklam panoları kiraladıklarını ve pazar akşamı asılması gereken afişlerin asılmadığını lisana getirerek, şöyle devam etti:
“Billboard görsellerimiz baskıya gitti lakin ne hikmetse basımı yapılan billboardlarımızın fotoğrafları çekilip birilerine gönderilmiş. Sonra da İstanbul’dan şirkete bir telefon gelmiş. Pekala telefonda ne denmiş biliyor musunuz? ‘Bunları asmayacaksınız, bunları yumuşatın’. Üstelik, yalnızca İstanbul’da değil Ankara ve İzmir’de de asılmayacakmış. Sonra da eş başkanlık deyince alınıyorlar. Gelen bu telefonun üzerine şirket de haliyle korkmuş, huzursuz olmuş. Uygulanan bu korkutma taktiği size de bir yerden tanıdık geliyor mu? Referandum sürecinde toplantılarımız için kiraladığımız salonları hatırlayın. Partimizin kuruluş lansmanı için anlaştığımız lakin sonra muahedeyi iptal eden ünlü oteli hatırlayın. Hatta genel merkezimiz için kiralayacak bina aradığımız günleri hatırlayın. Ne kadar da nostaljik değil mi?”
“Biz haksızlıkla, hukuksuzlukla, adaletsizlikle, uğraş etmek için mağdurun kim olduğuna bakmaksızın yeri geldiğinde Pınarhisar’a, yeri geldiğindeyse Saraçhane’ye en önde koşanlarız.” diyen Akşener, yapılan sindirme, yıldırma, korkutma eforlarının beyhude olduğunu, herkesle çaba edebilecek güçte olduklarını kaydetti.
CHP’nin yeni ve eski genel liderlerine eleştiri
CHP Genel Lideri Özgür Özel’in Eskişehir’de UYGUN Parti’nin AK Parti ile “tuhaf alışverişleri” olduğunu ima ederek, “çok ağır bir iftira attığını” belirten Akşener, “Sayın Özel’e sesleniyorum; Bunun yanıtın vermek zorundasınız saygıdeğer. Siz bilmeyebilirsiniz, 2017’de biz ‘hayır’ oyu için kampanya hazırladık, partimiz yok. Eski Genel Lideriniz Kemal Kılıçdaroğlu’na sorun, Meral Akşener ve arkadaşlarına CHP bir liralık yardım yapmış mı? Biliyorum ki karşılığı ‘hayır.’ Sonra partimizi kurduk, nelerle karşılaştık herkes biliyor. O periyotta Sayın Kılıçdaroğlu’nun başında olduğu CHP ve buyruğundaki belediyeler eliyle bize bir kuruş para yardımı yapmış mı? Sayın Kılıçdaroğlu, buna karşılık vermek zorundasınız. Bu işin peşini bırakmayacağım.” diye konuştu.
“Herkes haddini ve hukukunu bilecek”
Akşener, CHP’nin 2019’daki seçimlerde İstanbul, Adana, Ankara, Aydın, İzmir, Muğla üzere büyükşehir belediyelerini kazandığını anımsatarak, şunları kaydetti:
“Sayın Ekrem İmamoğlu, Sayın Mansur Yavaş, Sayın Zeydan Karalar, Sayın Muhittin Böcek ben sizi her hangi bir işle ilgili, ‘şu bireye şu iş verilecek oradan bize para gelecek’ diye aradım mı? Partimize bir liralık bir katkı istedim mi? Sayın Kılıçdaroğlu, ben sizden rastgele bir talepte bulundum mu? Sizden istemedim, size kazandırmışız. Partinizden bir kuruşluk yardım almadığıma nazaran AK Parti’den esasen bu türlü bir şey olamaz. Zira biz AK Parti ile ittifak yapmadık sayınlar. AK Parti ile dolaylı ittifakları siz yapıyorsunuz bizler değil. Bu soruların karşılığını istiyorum. Bu soruların karşılığını Sayın Özel ve Kılıçdaroğlu vermek zorundalar. Bunu ayıpladığımı ve işin peşini bırakmayacağımı ilan ediyorum. Her konuşmada bunu soracağım, herkes haddini ve hukukunu bilecek.”
“Cumhuriyetimize sahip çıkıyormuş üzere yapıyorlar”
Akşener, birbirinden farklı gözüken fakat aslında birebir kurtlu elmanın iki yarısı olanların daima palavra üreterek, masallar anlattığını belirterek, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Bunlar, lafa gelince en büyük Atatürkçü kendileriymiş üzere yaparlar. Lakin bir tarafta Atatürk’ümüze düşman hangi onursuz varsa onunla birlikte yol yürürken, öbür taraf ise malum şer odağına sevecen gözükmek için ismini şahsen Atatürk’ün verdiği vilayetimizin ismini bile söyleyemez. Tunceli’yi söyleyemez. Bunlar lafa gelince Cumhuriyetimize sahip çıkıyormuş üzere yaparlar. Ancak bir tarafta federasyon ve özerkliği lisanından düşürmeyen HÜDA PAR ile el ele tutuşurken öbür taraf ise Cumhuriyeti 100 yıllık yıkım ve zulüm olarak gören DEM’li başların, kuyruğundan ayrılmaz, ayrılamaz.”
Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi
Gezi Parkı davası mahkumu ve TİP’ten Hatay milletvekili seçilen Can Atalay’ın milletvekilliği düşürülmesine de değinen Akşener, Cumhuriyet’in hukuk devleti unsurunun büyük bir tehdit altında olduğunu savundu.
Yargı kurumları ortasında süren uyumsuzluğa TBMM’nin de dahil olduğunu kaydeden Akşener, “Yargıtay’ın, Anayasayı tanımayarak yol açtığı hukuk skandalına maalesef TBMM de eşlik etti. Yürütmenin, yargının üzerindeki siyasi baskısından maalesef yasama da hissesini almış oldu. Gelinen noktada ülkemizde aylardır süregelen anayasal devlet krizi Gazi Meclisimizden çıkan Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi kararıyla birlikte artık ülkemizi anayasasız bir devlet olma tehlikesine hakikat sürüklemeye başladı.” dedi.
İsrail’in Gazze’deki saldırıları
İsrail’in Gazze’ye yönelik taarruzlarını anımsatan Akşener, tüm dünyanın Netanyahu terörüyle yüzleştiğini lakin hala somut bir adım atılmadığını, BM’nin Gazze’de ateşkes ilan etmediğini kaydetti.
BM Soykırım Kontratına taraf olan ülkelerin davaya müdahil olma hakkının olduğuna işaret eden Akşener, “Almanya, İsrail lehine, İrlanda ve Belçika ise Filistin lehine müdahil olacağını çoktan açıkladı. Gelin, Türkiye Cumhuriyeti olarak biz de Filistin lehine davaya müdahil olalım.” davetinde bulundu.
“Belediyelerimizde yabancı uyruklular çalıştırılmayacak”
Türkiye’de bulunan mülteci ve sığınmacılara ait tartışmalara da değinen Akşener, mahallî seçimlerde yetkiyi aldıkları takdirde sığınmacılar tarafından işletilen kuruluşlarda sıkı ve daima kontroller yapacaklarını belirtti.
Akşener, “Belediye hizmetlerinin yasal tarifinde vatandaş sözünün geçmesi sebebiyle DÜZGÜN Parti olarak yönettiğimiz belediyelerimizde belediye kaynaklarından toplumsal yardım ya da burs almalarının da katiyetle önüne geçeceğiz. Yönettiğimiz belediyelerimizde ve bağlı kuruluşlarda statüsü ne olursa olsun yabancı asıllı şahısların çalıştırılmasına müsaade vermeyeceğiz.” sözlerini kullandı.
Öte yandan Akşener, konuşmasına başlamadan evvel Adana, Aydın, Bilecik, Bolu, Eskişehir, Gaziantep, Kayseri, Kırıkkale, Mersin ve Nevşehir’in birtakım ilçe belediye lider adaylarını açıkladı.
Bu ortada, GÜZEL Partinin seçim kampanyasında kullanacağı ve reklam panolarına asılması engellendiği argüman edilen “Mecbur değilsin” yazılı afişlerin, milletvekili sıralarında yer aldığı görüldü.
