ABD hisse senedi piyasaları Başkan Donald Trump’ın yeni tarife duyurusu sonrası keskin bir düşüş yaşadı.
Bir süredir düşüş eğilimini sürdüren ABD borsaları için artık asıl endişe ‘çöküş’. Peki hisse senedi piyasalarını bundan sonra ne bekliyor?
ABD hisse senedi piyasalarında yatırımcılar fikirlerini açıkça belirtmiş gözüküyor: Ticaret savaşından nefret ediyorlar.
Son beş yılın en kötü tek günlük performansı
Insider’dan Max Adams’ın haberine göre, hisse senetleri dün son beş yılın en kötü tek günlük kaybını yaşadı. S&P 500 Endeksi neredeyse yüzde 5 oranında düştü. Dow Jones bir günde 1.679 puan kaybetti ve Nasdaq’ta değer kaybı yüzde 6’yı buldu.
İşin kötü tarafı, Başkan Donald Trump’ın tarifelerin Amerikan endüstrisi için bir kazanç olacağı konusundaki ısrarının pek de inandırıcı bulunmaması. Genel kanaat, borsaların yakın zamanda bir rahatlama yaşayamayacağı yönünde.
Fırsat mı kabus mu?
Hisse senetleri, yatırımcıların ‘Büyük Durgunluğun’ derinliklerinden çıkmasından kısa bir süre sonra, yani yaklaşık 2009 yılından beri uzun vadeli bir boğa piyasasının tadını çıkarıyor. Şimdi soru şu: Bu kazanç dönemi sona erdi mi yoksa bu yatırımcıların arkasında durabileceği değerlemelerin yeniden ayarlanması için bir fırsat mı?
Piyasanın tarife korkusunu anlamak için, kazanç büyümesinin tarihsel olarak borsa kazançlarının en önemli itici gücü olduğunu bilmek önemli. Bu açıdan bakıldığında, piyasanın tepkisi mantıklı gözüküyor. Goldman Sachs bu yılın başlarında, tarife oranındaki her 5 puanlık artış için yatırımcıların S&P 500 kazançlarının yüzde 1 ila yüzde 2 oranında düşmesini bekleyebileceğini söyledi. Trump’ın ‘Kurtuluş Günü’ konuşmasından sonra, ABD tarife oranı yaklaşık yüzde 20’de sabitlendi.
Korumacılık iyi hissettirse de pahalı
Yatırım danışmanlık firması Farr, Miller & Washington‘ın CEO’su ve kurucusu Michael Farr, “Korumacılık iyi hissettiriyor ancak pahalı” diyor. Farr’a göre, aşırı tarife tepkisi haklı ancak bunu ‘kıyamet günü’ olarak da değerlendirmemek gerekiyor. Hisse senetleri Büyük Durgunluk ve Kovid-19 salgını da dahil olmak üzere benzer şoklardan birçok kez kurtuldu.
Farr, “Bunun bir kısmı, oynaklığı artıran duygusal bir tepki ancak disiplinli yatırımcılar bunu bir satın alma fırsatı olarak görmelidir” diye belirtiyor.
Yine de, Perşembe günkü düşüş, özellikle yıllarca süren muhteşem kazançlara alışmış yatırımcılar için sarsıcı oldu. S&P 500 Endeksi, 2023 ve 2024’te yüzde 20’nin üzerinde bir getiri elde etti. 2025’te ise şu ana kadar yüzde 8’in üzerinde düşüş yaşadı. Bu da şu soruyu gündeme getiriyor: Piyasalar bundan sonra nereye gidecek?
Bundan sonra ne olacak?
Bundan sonrası için genel kanaat düşüşün muhtemelen devam edeceği yönünde; en azından şimdilik. Kazanç sezonu yaklaşıyor ve bunun piyasanın yükselmesi için yeni bir katalizör sağlayabileceği öngörülüyor. Ancak önemli olan, birinci çeyrek kazanç verilerinin şirketlerin kârları üzerindeki yeni tarifelerin etkilerini yansıtmaması. Söz konusu etkilerin bu çeyrekten itibaren hissedileceği biliniyor.
Bank of America analistleri, tarifelerin şirketler için daha yüksek maliyetlere ve tüketicilerden daha düşük talebe yol açacağı varsayıldığında, S&P 500 hisse başına kazancın, yüzde 5 gibi makul ancak diğer ülkeler misilleme yaparsa yüzde 32 gibi devasa bir oranda düşebileceğini yazıyor.
Banka, “Tarihsel paralellikler arayan yatırımcılar, örneğin kötü bir şekilde sona eren 1930’lardaki Smoot Hawley gibi kıyaslanamaz dönemler üzerinden yetersiz ve hatalı çıkarımlarla karşı karşıya kalabilir. İkincil etkiler ise daha da belirsiz: Uzun süren müzakereler, ekonomik faaliyetlere durgunluğa doğru ilerleyecek şekilde zarar verebilir. ABD mallarını boykot etme çağrıları da daha da artabilir” diye yazıyor.
Tahvil piyasası resesyonu fiyatlıyor
Resesyon olasılığı zaten artıyordu ve gümrük vergileri büyümeyi ve daha yüksek enflasyonu tehdit ederken ABD ekonomisi için stagflasyon riski de ön planda yer alıyor. Tahvil piyasaları da bunu işaret ediyor; 10 yıllık Hazine tahvili getirisi 15 baz puan düşerek Ekim ayından bu yana en düşük seviyesine gerilemiş durumda.
Resesyon genellikle kazançları ve iş faaliyetlerini olumsuz etkilerken tüketici harcamalarının da düşmesi muhtemel gözüküyor.
Farr, “Tarifeler beklenenden yüksekti ve bu nedenle piyasalar bu büyüklüğü tam olarak fiyatlamamıştı. Wall Street esasen yeniden fiyatlama yapıyor. Soru, yeniden fiyatlamanın ne kadar süreceği” diyor.
Borsa hâlâ ucuz değil
Perşembe günkü düşüşten sonra bile borsa hala ucuz değil ve bu, yatırımcıların gelecek haftalarda değerlemelere en kötü durum senaryoları dahil edildiğinde daha fazla kayba hazırlanmaları için bir neden olarak öne çıkıyor.
Bank of America, tam kapsamlı bir ekonomik daralma durumunda S&P 500’ün 5.000 puana düşebileceğini öne sürüyor. Bu, dünkü seviyelere göre yaklaşık yüzde 8’lik bir düşüş anlamına geliyor. Janus Henderson portföy yöneticisi Adam Hetts de, “Piyasalar açıkça not aldı ancak hala en olumsuz senaryoları fiyatlandırmaktan çok uzaklar ve birçok hisse senedinin değerlemeleri hala geçmişe kıyasla yüksek” diyor.