Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Küme Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, 2024 Avrupa Şampiyonası’na katılmaya hak kazanan A Ulusal Futbol Kadrosu’nu kutlayarak, “Bizim Çocuklar”ın kupayı Türkiye’ye getireceklerine inandığını söyledi.
İsrail-Filistin çatışmasının sürdüğünü söz eden Kılıçdaroğlu, çocukların, bayanların, yaşlıların öldürülmesini hiçbir insanın kabul edemeyeceğini, savaşın bir an evvel sonlanmasının en büyük dilekleri olduğunu belirtti.
İsrail’in, uyguladığı siyasetle ilgili en büyük tenkitleri İsrailli aydınlardan aldığına işaret eden Kılıçdaroğlu, bunun aslında, tüm dünyanın Filistin davasına verdiği dayanağın de sözü olduğunu lisana getirdi. Kılıçdaroğlu, “Biz, Filistin halkının kendi topraklarına kavuşmasını, Mescid-i Aksa başta olmak üzere, bütün kutsal yerlere hürmet gösterilmesini, Filistin halkına yönelik insanlık dışı ablukanın kaldırılmasını ve akan kanların durdurulmasını istiyoruz. Biz CHP olarak, Orta Doğu barış ve işbirliği teşkilatı kurularak Orta Doğu’ya barış getirilmesini istiyoruz. Bu siyaset bizim siyasetimiz lakin hükumetin şu anda bunu uygulaması gerekiyor.” diye konuştu.
Amasra’da 43 madencinin hayatını kaybettiği maden kazasının üzerinden bir yıl geçtiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, davaları takip ettiklerini, insanların haklarının savunulması gerektiğini ve bu bahiste verdikleri çabayı topluma anlatmak zorunda olduklarını anlattı.
Kazaya ait eksper raporuna nazaran, metan oranının yalnızca patlama günü değil tekraren riskli düzeylere ulaştığının görüldüğünü belirten Kılıçdaroğlu, “Bir ailenin açtığı öbür bir dava sonucu eksper raporuna nazaran de Türkiye Taş Kömürü Kurumunun, kazanın meydana gelmesinde yüzde 100 kusurlu olduğu tabir edilmektedir. Diyeceksiniz ki ‘yüzde 100 kusurluysa TTK Genel Müdürüne ne oldu?’ Terfi etti. Bu davayı hepimiz yakından izliyoruz. CHP, kim hak ve adalet istiyorsa onların yanında olacak.” tabirini kullandı.
Konuşması sırasında İzmir’den gelen bir küme bayanın sloganları üzerine Kılıçdaroğlu, “Kadınlar; hiç tasa etmeyin. Yalnız erkekleri ikna etmekten de çekinmeyin. Yüzde 50 cinsiyet kotasını ve fermuar sistemini getireceğim. Zira CHP büyük tarihi dönüşümlerin her vakit öncüsü olmuştur. Burada da öncüsü olmayı sürdüreceğiz.” kelamlarını sarf etti.
Irak ve Suriye tezkeresi
CHP Genel Lideri Kılıçdaroğlu, Türk askerinin, Irak ve Suriye’deki misyon müddetinin uzatılmasını öngören tezkerenin, bugün Meclis’te görüşüleceğini anımsattı.
Hem CHP olarak, hem de direkt doğruya terör örgütünün saldırısına uğrayan bir kişi olarak teröre her vakit karşı çıktıklarını lisana getiren Kılıçdaroğlu, terörün insanlık cürmü olduğunu ve terörle gayretin kaçınılmaz olduğunu vurguladı.
Terörle uğraş için ne gerekiyorsa yapmaya hazır olduklarını tabir eden Kılıçdaroğlu, şu görüşleri paylaştı:
“Tezkerede şunlar yazıyor; ‘Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerektiği takdirde hudut ötesi harekat ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi’. Eyvallah. Hiç itirazımız yok. Terör varsa, Türkiye’yi tehdit ediyorsa, TSK, yani güvenlik güçlerimiz sarfiyat, müdahale ederler. Memleketler arası hukuk da buna müsaade verir. Fakat cümle şöyle bitiyor ‘Ve tıpkı hedeflere matuf olmak üzere yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması’. Birebir gayelere matuf olmak üzere yabancı bir silahlı kuvvet Türkiye’ye gelecek ve burada belirli olaylara müdahale edecek. ‘Buna müsaade verin’ diyorlar. Cumhuriyet’i kuran bir parti, kökleri Kuvayımilliye’de olan bir parti, nasıl olur da yabancı askerlerin Türkiye’ye gelmesine müsaade verir? Akıl tutulması üzere bir şey. Ben, biz, kadınıyla, erkeğiyle, vatanseveriyle, bayrağını sevenle kendi ülkemizin mübarek topraklarında yabancı asker postalı istemiyoruz. Kendi topraklarına yabancı askerleri davet edip terörle çaba ayağı altında burada onların kimi müdahalelerde bulunmalarına müsaade vermek, açık ve net olarak vatana ihanettir. Yabancı askerler, Türkiye’de neye müdahale edecekler?”
Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli’nin “Türkiye’ye gayrimeşru yabancı postalların ayak basması diye bir şey yoktur” kelamlarını anımsatarak, şunları kaydetti:
“Bizleri kandıracaklarını sanıyorlar. Ben yasal yabancı postal da istemiyorum. Ben kendi ülkemde yabancı asker postalı istemiyorum, terörle çaba konusunda. Yasal ne demek? Ben el kaldıracağım, yabancı askerler istemeyeceğim, böylelikle meşruiyet kazanmış olacak. İstemiyoruz, yabancı asker istemiyoruz. Terörle çaba edeceksek gideriz. Teröristler bana saldırdı, bir askerimiz şehit oldu. Size saldırmadı. Siz, çocuklarınızı parayla pulla askere gönderdiniz, ben evladımı parasız pulsuz askere gönderdim.”
Tezkerede, Cumhurbaşkanına da büyük yetki verildiğini savunan Kılıçdaroğlu, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı yöneten Gazi Meclis’in Mustafa Kemal Atatürk’e başkomutanlık yetkisini bile 3 ay müddetle verdiğini hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a güvenmediklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Kardeşim, sen papazı teslim ettin. Biz sana nasıl güvenelim? Çıktın milletin önüne, ‘Bu can bu vücutta kaldıkça asla bu teröristi, papazı alamazsın’ dedin. Hoş. Pekala Trump ne dedi? ‘Beni kızdırma, senin malvarlığını araştırırım, dünyaya da duyururum’ dedi. Sonra papazı götürdün tıpış tıpış teslim ettin. Ben artık sana mı güveneceğim? Cemal Kaşıkçı cinayeti. Toplum unutabilir fakat bizim hafızamız unutmaz. Konsoloslukta Cemal Kaşıkçı öldürüldü. Dava açıldı, sonra bir tehdit geldi, davayı Suudi Arabistan’a götürdüler teslim ettiler. Ben artık sana mı güveneceğim? Münasebetiyle yabancı asker buraya geldiğinde, sen davet ettiğinde, Kemal Kılıçdaroğlu ve bütün CHP’liler olarak yabancı askerler önünde duracağız ve onları kovacağız. Hiç tereddüdümüz yok. Bir arada gideceğiz, birlikte çaba edeceğiz ve bunları göndereceğiz. Yok o denli bir şey. Bu ülke, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı veren bir ülkedir. Ben, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın tarihine ihanet ettirmeyeceğim.”
