Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, 13. Türkiye Güç Doruğu’na katıldı. Kacır, güç fiyatlarının süratle tırmanışa geçtiğine dikkati çekerek, araştırmaların bu krizin bir müddet daha devam edeceğini ortaya koyduğunu tabir etti.
Enerjide tedarik kaynak çeşitliliğini tesis etmek üzere yeni işbirliklerinin bilhassa gelişmiş ülkelerin dış siyasetlerinin öncelikli gündemi haline geldiğini belirten Kacır, fosil yakıtların neden olduğu karbon salımının da yenilenebilir güç kaynaklarına yönelimi hızlandırdığını anlattı. Kacır, güç dalının bir dönüşümün arifesinde olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Yenilenebilir gücün hissesi yüzde 55’e çıktı”
“Türkiye süratle değişen global güç denklemini ve fırsatları yanlışsız tahlil ederek uyguladığı siyasetlerle riskleri avantaja çeviren bir ülke haline geldi. ‘Doğu-Batı ve Kuzey-Güney Güç Koridoru’ merkezinde yer alan Türkiye, ağır güç diplomasisiyle, kaynak ülkeleriyle tüketici ortasında inançlı bir köprü görevi görüyor.
Küresel iktisadın can damarı gücün tedarikini teminat altına alıyor, gücün, global barışı güçlendiren bir araç olmasını sağlıyor.” Türkiye Yüzyılı’nda müreffeh bir ülke inşa etmenin anahtarı olarak başta yenilenebilir güç kaynakları olmak üzere, alternatif güç kaynaklarının kullanımını ülkede daha da yaygınlaştırmayı istediklerini lisana getiren Kacır, bu alanlarda üretim ve teknoloji geliştirme kabiliyetlerini güçlendirmeyi öngördüklerini söyledi.
Kacır, 254 milyar dolarlık ihracatı daha üst düzeylere çıkarmak istediklerinin altını çizerek, şu değerlendirmede bulundu: “Küresel üretim üssü statümüzü perçinlemek ve rekabetçiliğimizi sürdürmek en büyük gayemiz.
Sanayi tesislerimizin kendi güçlerini üretmesine yönelik mevzuat düzenlemelerini yaptık. Bu hususta dayanak ve teşvik sistemlerini çalıştırdık. Geldiğimiz nokta itibariyle toplam elektrik konseyi gücümüzdeki yenilenebilir gücün hissesi yüzde 55’e yükseldi. Teşvik sistemimiz kapsamında güç yatırımlarına yönelik toplam 13 bin 63 teşvik dokümanı düzenledik. 1 trilyon 750 milyar lira sabit yatırımın önünü açtık.
Bu yatırımların yarısını, yenilenebilir güç ve güç depolama teknolojileri yatırımları oluşturmakta.” Kacır, güç üretimi konusundaki AR-GE çalışmalarını önemsediklerini belirterek, TÜBİTAK burs ve dayanak programları kapsamında, yenilenebilir güç alanında son 21 yılda 1151 projeye 3,1 milyar liradan fazla takviye sağladıklarını anlattı.
2 bin 500 Ar-Ge projesi yürütülüyor
İnovasyon ekosisteminin kurumsal altyapıları olan teknoparklarda yer alan 355 teşebbüsçü firmanın, güç alanında 2 bin 500’den fazla Ar-Ge projesi yürüttüğünü bildiren Kacır, “Bu yenilikçi teşebbüslere bugüne kadar 2 milyar liradan fazla dayanak sağladık. Teknoparklarımızda yer alan bu teşebbüslerin 4’te 3’ü yenilenebilir güç alanında faaliyet gösteriyor” tabirlerini kullandı.
“Yeni sanayi bölgeleri kuracağız”
Fatih Kacır, dalın gelişimini hızlandıracak yeni sanayi bölgeleri kuracaklarını ve ihracat potansiyellerini harekete geçireceklerini tabir etti. Kacır, konuşmasını şöyle tamamladı: “Çandarlı Limanı’nı da Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımızla birlikte en kısa müddette hayata geçireceğiz. Alternatif güç kaynaklarının kullanımı ve üretimine yönelik çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin üretime geçmesinden sonra ülkemizde değerli bir boşluk daha doldurulmuş olacak. Akkuyu’nun birinci reaktörünü önümüzdeki yıl devreye alacağız. Sinop ve İğneada projeleri ile ilgili milletlerarası müzakerelerimiz de devam ediyor. Ayrıyeten küçük modüler reaktör, erimiş tuz reaktörü üzere yenilikçi uygulamaları ülkemizde gerçekleştirmek için çalışmalarımızı yürütüyoruz.
